DURU BAKIŞLARIN

DURU BAKIŞLARIN Barışa vurgun duru bakışların Çan sesini sesine katan kentin Karanlık yüzünü aydınlatır Görkemli güz gülü gözlerin Habib-i Neccar’a dönük yüzün Savruk suskunluğu kemerli sokağın Tapınakların baş şehri kalabalığında Havra’nın ağıtı kaybolan çocuklarına Coşkun sularda dirilen toprak Gölün dönüşü buğdaya, pamuğa Balıkların ölümü terk-i diyarı kuşların Kartalın, kuğunun kırgınlığı kekliğin Mesrur SABAHOĞLU

YILDIZLAR KAYIP

YILDIZLAR KAYIP Donuk bir ay içim ay kesiği buzdan sularda Yıldızlar kayıp bulutlu gökte Beyazın şehrini kuşlar terk etmiş Güneş esir buza ağaçlar çıplak Bir uğultu var yırtar geceyi Kurtların çığlığı Soğuk keskin bıçak Lapa lapa yağan kar sert esen rüzgârın aşkına yenik Dona durmuş buza dönmüş kaygan Hayatlar hayatımız misali Giden gelmeyen zaman küle…

GÖZLERİM GİBİ 

GÖZLERİM GİBİ       Islaktı kaldırım  gözlerim gibi      Gelip çattığında ayrılık vakti      Hüznü çalıyordu gecenin körü akrep ve yelkovan      Hüzne vuruyordu zaman süzme bir ışık      Arnavut kaldırımlarını aydınlatırken      Issızdı sokak gözlerin vardı bir köşede ağlamaklı      Gözlerimle buluşan      Sokağın tenhasında ayrılığa ant içmişken      Çıkmaz sokağa girecektik karanlık sisli sonu…

YALNIZLIK YOLLARDA

YALNIZLIK YOLLARDA      Şimdilerde yalnızlık düşmüş yollara      Tozlu savruk zamanların en tanınan figüranı      Esirikli lal      Yol alıyor beyaz gecelere      Yol vermeden hasretin vuslatlı öpücüğüne      Yalnızlık yüzyıllık yüreklerin      Demir parmaklıklı  zındanlarında      Köhne eski renksiz yalnızlık      Yüzyıllık o figüran      Dört nala koşan  doruk atların eğerinde      Demir gibi…

ARNAVUT KALDIRIMLARI 

ARNAVUT KALDIRIMLARI       Üstüme örtülen bir şal gibi şimdi geçen zaman      Yaşananların gölgesi arnavut kaldırımlarında kalan      Düş dünyamın renkli kapısından baktığımda      Yeşil çimlerin davetkar duruşu eskiye nazır hatırlanan      Arnavut kaldırımlarından ibaret hafızada saklanan      Arnavut kaldırımları çisil yağmurların      Islak gözlü sevgilisi      Tozak yağan taze karın sır saklayıcısı olan     …

LEYLAK KOKUSU

LEYLAK KOKUSU      Benim şehrim masal şehri beyazı karı asi buzdan      Çocukluğumuz bir masaldı gençliğimiz roman      O şehirde doğduysan alışkın olacaksın      Doğunun en ucu Aras Nehri sınırı      Güneşin az uğradığı rüzgârın sert estiği      Göklerinin yıldızlarla tutuştuğu o şehir doğumluysan      Ayrılmazın ayrılıktır      Çerçi bir hayat ne ararsan var     …

Şiir: Dağların Sesi (Sevgi Erol Öçal)

      DAĞLARIN SESİ      Dağların sesiydik kar ile boran      Çevriliydi nefesler      Taş avlusu büyük hayatları olan toprak damlı      Kerpiç evlerin      Yokluğa gülüşleri çınlayan çocuklardık      Taş avlu sesimizle yankı bulurken      Yüreğimizi saran cümle dertlere inat düş kuran      Etrafı karlı ulu dağların      Yüksekte uçan kartallaı şahinleri imrenirdi bize     …

Şiir: Çocukluğum (Sevgi Erol Öçal)

ÇOCUKLUĞUM      Ve çocukluğum beyaz bir örtüye bürünmüş      Yığınla karın gizlediği      Bol yıldızlı göklere kucak açmış kavak ağaçlarının      Taze çiği çığlığı soğuk ayaza bakan yüzü gibi      O yüz ki deprem yemiş bir kara parçasının      Haritadan silinmemiş son hali      Dört nala koşan bir deli at      Fişek gibi namluya yeni…