Dünya Durulmaz’la Tasavvuf ve Edebiyat Ufkumuza Bir Yolculuk

Dünya Durulmaz’la Tasavvuf ve Edebiyat Ufkumuza Bir Yolculuk   Sadık Yalsızuçanlar, genellikle anlatmaya dayalı edebi türlerde eserler vermeyi tercih eden bir yazar özelliği gösteriyor. Bununla birlikte sanatçının inceleme ve değerlendirme eksenli yazıları da bulunmakta. Dünya Durulmaz, yazarın düşünce ve edebiyat ufkumuzun önemli şahsiyetlerine dair ayrıntıları vurguladığı bir eseri… Dünya Durulmaz’da Sadık Yalsızuçanlar, Pir Sultan Abdal’ın…

Unutulmuş Bir Öykücünün İnceliklerle Dokunmuş Hayatı

Unutulmuş Bir Öykücünün İnceliklerle Dokunmuş Hayatı   Öykü, edebi türler içinde oldukça saygın bir yere sahip. Çağlar boyunca gösterdiği, kendine özgü ve istikrarlı gelişimle bu saygın yeri hak ediyor. İnsanı insana anlatan, insanı insana tanıtan, insanı insana gösteren öykülerle zenginleşir her toplumun edebiyatı. İddiasız bir tavrı vardır öykünün, mütevazı bir edası. Uzun uzun anlatmaz yazar…

Ömürlerin Paha Biçilmezliğine Dair Bir Kitap: Heba

Ömürlerin Paha Biçilmezliğine Dair Bir Kitap: Heba   Hasan Ali Toptaş; son romanında birçok heba edilen, iç içe geçmiş ömrü sorguluyor. Ömür, zihinlerimizde sonsuzmuş duygusu uyandıran ve yekpare olan zamanın içerisinde her canlıya ayrılmış özel yaşama süresidir. Zaman, sonsuz bir nehir gibi akıp gitmekte ısrar etse de her ömür yitip gitmeye mahkûm. Ömürlerimiz aynı zamanda heba…

“Doğu’nun Kraliçesi”ne Sunulan Bir Serenat: Antakyalı Yazılar

“Doğu’nun Kraliçesi”ne Sunulan Bir Serenat: Antakyalı Yazılar

“Doğu’nun Kraliçesi”ne Sunulan Bir Serenat: Antakyalı Yazılar   Şehirler;  onlarca dalına yüzlerce kuşun aynı anda konup aynı anda uçtukları, aynı şarkıyı tek nefes söyledikleri, kimi genç kimi yaşlı ağaçlara benzerler. Sayısız hayat başlamış ve bitmiştir en yenilerinde bile. İllaki bazıları neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Böylesi şehirler; kökleri zaman adlı bereketli toprağın derinliklerine indikçe kendilerine…

Bir Destan Kahramanı Olarak Kuyucaklı Yusuf

Bir Destan Kahramanı Olarak Kuyucaklı Yusuf Kuyucaklı Yusuf Dedikleri Bir Asi Uşak   Kuyucaklı Yusuf bizlere her haliyle mitolojik kahramanları anımsatmaktadır. Neredeyse varoluş tarihimiz kadar köklü olan anlatı geleneğimizde destanların oldukça önemli bir yeri bulunmakta.  İnsan nesli ve onun kurgulama yeteneği varlığını sürdürdüğü müddetçe -eski tarz destanlara benzemese de zihnimizde tasarladığımız yeni eserler- birbirinden destansı…

Dili Yalın Bilge Bir Yazarın Kaleminden “Havuz Başı” Öyküleri

Dili Yalın Bilge Bir Yazarın Kaleminden “Havuz Başı” Öyküleri   Havuz Başı, 1952 yılında yayımlanmış ilk kez. Yani Sait Faik’in ölümünden yalnızca iki yıl önce…  Kitaptaki öykülerin üzerinde sonbahar hüznünün, ince bir kederin ve tarifi zor varoluşsal kaygıların gölgesi duyumsanıyor… Türk edebiyatında batılı anlamda öykücülük 19. yüzyılda Tanzimat Edebiyatı’yla başlar. Bununla birlikte oldukça köklü ve…

İslâm Tasavvuf Düşüncesi Işığında Ma’rifetnâme’de Toprak Anlayışı

İslâm Tasavvuf Düşüncesi Işığında Ma’rifetnâme’de Toprak Anlayışı   “Maneviyat erleri, toprak gibi olmalıdır. Toprağa kötü şeyler de atılır. Fakat toprak, hep iyi şeylerle karşılık verir.”Cüneydi Bağdadî[1]     İslâmiyet çağlar boyu süren gelişim sürecinde,  tefekkür alanında birtakım manevî farklılıklara sahne olmuştur.  Bu farklılıklar genel anlamda çeşitli tasavvuf anlayışlarının doğmaları ve yayılmaları şeklinde kendini göstermiştir. Tasavvuf…

Mustafa Kutlu’nun ‘Uzun Hikâye’si

Mustafa Kutlu’nun ‘Uzun Hikâye’si   Hepimizin bir uzun hikâyesi vardır. Bazı benzerlikleri dışında her biri kendine özgüdür üstelik. Mustafa Kutlu birbirine tam olarak benzemez hikâyelerimizin sırlarla dolu dünyasına dalmış bir yazar. Modern bir anlayışla yazdığı klasik öyküleriyle edebiyatımızda hak ettiği bir yere sahiptir. Hem de çokça yıllardan beri. Uzun Hikâye adlı eseri onun önemli eserlerinden…

Bahtın Yar Oldu mu Nâzım Sana (Vera Tulyakova Hikmet / Bahtiyar Ol Nâzım)

Bahtın Yar Oldu mu Nâzım Sana (Vera Tulyakova Hikmet / Bahtiyar Ol Nâzım)   “Bakacak arkamdan mutfak penceremiz. Balkonumuz geçirecek beni çamaşırlarıyla Ben bu avluda bahtiyar yaşadım bilemediğiniz kadar Arkadaşlarım, uzun ömürler dilerim size…” diyor ölümünden kısa bir süre önce Nâzım Hikmet. Son günlerini yaşayan, vatanına hasret, köklerinden uzak kalmış bir şairin cenaze merasimini hayal…