DAĞLARIN SESİ
Dağların sesiydik kar ile boran
Çevriliydi nefesler
Taş avlusu büyük hayatları olan toprak damlı
Kerpiç evlerin
Yokluğa gülüşleri çınlayan çocuklardık
Taş avlu sesimizle yankı bulurken
Yüreğimizi saran cümle dertlere inat düş kuran
Etrafı karlı ulu dağların
Yüksekte uçan kartallaı şahinleri imrenirdi bize
İnmek isterlerdi düz ovalara yere
Erken inen akşamla karanlığa çalarken ortalık
Yıldızı bol göklere çizerdik düşlerimizi
Kırağı tutan küçük pervazlı buzlu camlardan
Beyazın esareti uzun sürse de
Tomurcuğa dururdu baharın aşkına
Tüm körpe dallarımız gelincik tarlalarında
Çiçeklenip envayit çeşit kır çiçekleri ile
Karışırken direnmeye
Yeniden doğuşa yemin etmiş
Gözlerimizin derinliğindeki yarındık
Bir kurşun kalem yeterdi çizmek için ahvalimizi
Anlatırdı bizi yüreğimizin alevlerini
Küle dönen çocuk gülüşlerimizi
Tipiye tutulan masum düşlerin hüzünlü yüzleriydik
Dört yanımız duman
Erken tanışmışlığın izleri olacaktı en kuytuda
Keskin bir bıçak yarası gibi
Bir ömür hasretin koyu deltaları içimizde
Taş avluda çınlarken çocuk gülüşlerimiz
Dağların sesi olacaktık
Ayaz yemiş yalnızlığa bir ömür hükümlü…
Sevgi EROL ÖÇAL
14 ağustos 2021