San’at Üzre Bir Derûn Söyleşi (*) – 1
Yılmaz Gruda
*) Hatice Eğilmez Kaya
PS:
17 adet soru’nuzla, çıkarsadığım kadarıyla…
Doğrusu, gösterdiğiniz, Türk Edebiyatı bağlamındaki daha çok bilme / öğrenme coşku’nuz beni ‘havari’ olarak çok mutlu etti…
Özür dileyerek, bir PS daha:
Siz’den, hakkınızda daha çok bilgi istedim… Vee…“Remark”nızla Gugul’daki, ‘culluculum vitae’niz bağlamında her bir şeyi okudum:
Nedir o etkinlikleriniz, kitaplarınız? Sizin hâlâ İzmir’de yaşıyor olmanıza şaşıyorum! Oysa, İl’iniz: “İstanbul!”
Şimdi; bu ‘letâif’ten ötürü, yukarda sürgit eyleyemediğim / yeri gelen sözümü buraya indiriyor / burada söylüyorum:
Ben o, Gugul efendi’yle hemhâl, bilgisayar denilen şah’sa, “Bilgi-Yazar” demeyi, daha doğru bulurum!…
Ön-ce, yazar’sınız… ya da yazılmış’tır… Son-ra, yazdığınızı… ikâme: okumak yerine… doğal olarak… sayar’sınız…
Neyse! Ben ‘bulurum’ ile kaldım. Benden başka bulduğumu bilen de yok!… Evet, şimdi, bir siz varsınız!…
Ama, lütfen, Allah aşkına söyleyin:
Ön-ce yazar; son-ra sayar’sınız yazdıklarınızı… ya da, önce birileri yazar; biz yazı’lanları sayarız… değil mi ama?
Bir ‘neyse’ daha alalım:
İşte, bu tutarak’ım yüzünden, bilgisayara ‘bakmak, aramak’ bende ‘huy’ durumu’na dönüşmedi! Hakkınızda daha çok bilgi istemek, şâhidim-dir!…
Şimdi
Sayın Öğretmen’im,
Soru’larınıza şöyle başlıyorum:
Yıl 1940:
O ünlü, sihirli, geleceğimizi gösteren Cam-Küre’ye baktığımızda:
Yılmaz Gruda, Gelecek’te…
Evveli Arkon- ‘sanatçı’ olunca, mahkeme kararıyla, Gruda’yı aldı! Amma ki, soyadı da, bu idi zaten… Kimileri, büyük Şili’li şair Neruda’ya öykünme’mden geldiğini sanır!
Aslında Neruda, bir Macar şair’in adıdır! Yani, Neruda’nın taşıdığı ‘çakma!’…
Fekat Nüfus Memurluğu: “Soyunuz’un adı, Türkiye’de geçerli olamaz: Red!”…
Amma ki, Arkon da, soyumuzun bir başka adı!…
Sizden başka okuyanlar: “Uzadı!” demiş olabilir!… Ee, ‘culluculum vitae’nin, böylesi bir ‘bayma’ huy’u vardır!
Evet, Küre’ye bakıyoruz- nihayet!
“Gruda, gelecekte, Ankara Ticaret Lisesi’ni 1.lik ile bitirip, Baba’sının… tümü ‘gıdaî’… 6 adet dükkânı’nı: … ona koş, buna koş… Jr. sıfatıyla yönetiyor!”
Evet, ‘Klan’ımızca da: ‘Olacak’ bu idi!…
Ne ki, bu ‘olacak’ı, bir ‘olgu’, ‘olmayacak’ eyledi!
O olgu, bir meşe ağacının dalı iken… ‘Falaka’ adı altında, ‘demirsi’lik yüklü’ sopa’sının… Vur Allah vur… darbe’lerinin beyinde yaratacağı acıların korkusuyla darmadağın oldu!…
Şimdi Gruda’nın ‘cam-küre’ yerine; ‘yer-küre’deki, Allah bilir, kaç sahife üzre… tekraren: ‘Culluculum vitae’sini izleyeceksiniz: