Biriktirdiklerim, Seçmeler 4, Allahaısmarladık
ALLAHAISMARLADIK
Mendil yaşamımda ilkin bir Allahaısmarladıkla yer etti. Sanırım beyaz patiska etrafı kendiliğinden parlak desenle çevrili sade beyaz bir ayrılıktı. Ondan sonraki mendillerim daha çok ihtiyaca yönelikti. Ama ben çocukluğumdan beri mendilleri kullanmaya kıyamadım hiç. İlkokulda sadece her hafta tırnak kontrolü nedeniyle yüz aklığı öğretmenimden geçer not aldığım sonra da cebimde apaydınlık katlı olarak dururdu. Ancak önlüğüm yıkandığında her hafta sonu hiç kullanmadan o da yıkandı. Kumaş mendiller, keten, patiska, ipekli şifon gibi çok çeşitte ve renkteydiler. Tel kırma, sarma, hesap işi gibi işlemeler uygulanarak mendillere daha süslü zarif bir görünüm kazandırılırdı. Zaman ağır; cumbalı kafesli camlar ardında gün ışığı solgun akarken her çeşit kumaş mendillerde sakin ve sade bir yaşamın içinde kasnakta özenle işlenip kenarlarına oya yapılırdı. Böyle ortaokulda ev işi dersinde ilk işlediğim mendil keten kumaş kenarına açık mavi renkli ipek iplikten mavi bir kır çiçeğiydi. Kadınların önceleri bellerindeki kuşaklarında sonraları ise çantalarında bulunan sokağa çıktıklarında gerektiğinde ellerinde eldivenle birlikte bir ucu işlemeli dantelli mendiller inceliğin şıklığın zarafetin de sembolüydüler. İnsanlar duru ve yavaş bir yaşamın içinde sevdalarını mendile yüklerlerdi. Çocukluğumuzun anılarında bayram sabahları elini öptüğümüz büyüklerin mendil içine koyduğu harçlıklar bazen de bayram şekeri lokumlardı. Mendil çoğuncası vefa idi anıların sandığında bekletilirken bir ucu sararmış naif duygulardı. Uzun yıllar sakladığım çiçeklerine işlemelerine bakıp kullanmaya kıyamadığım vefa yüklediğimdi.
Sevgi, hüzün kimi zaman ayrılıktı. Ayrılığın ucunda sallanan gözümüzden giderek kaybolan sevdiklerimizin ardından bize kalandı.
Böyle bir yolculukta, altmışlı yıllardı, babamı Almanya’ya uğurlamıştık, mendil sallayarak. Kara tren iflah olmaz ayrılığın düdüğüyle son işaretini vermiş, Sirkeci’den yorgun eski bir İstanbul garından hangi dağları, hangi ırmakları vadileri aşacağını bilemediğimiz bir yolculuğa çıkmıştı. Ardında yüzlerimizde bir şaşkınlık dilimizde diyemediklerimiz ve ağır bir hüzün bırakmıştı. Çok sonraları gelinliğimin kuşağına konulan mendili eldivenli elime alıp poz verdiğim başıma konulan taçla elimdeki gülle şimdi solgun bir uzun yola gülümsediğimi anımsar gibiyim. Mendiller duygu yüklü insani bir varlık ve gönül parçasıydı. Bu yazıyla elimde kalan birkaç mendil ve akrabam eşimin amcasının kızı Nesibe ablamın hatıra kına mendilleriyle el sallamak istedim sizlere. O şimdi burada yok. Amansız bir hastalığa yenik düşerek terk etti dünyayı. Şimdiyse ondan kalan birkaç mendil ve gelinlerime elleriyle yaptığı Üsküp kına kıyafetleriyle buradaki yaşanmışlığını bir şekilde varsıl kılmak istedim kim bilir. Artık o mendiller vefa ayrılık bir daha hiç gelmeyeceklerin sararmış anılarıyla hatırlatıyor kendilerini. İstedim ki bu silik solgun hatıra parçalarını anılar sandığından sizlere de çıkarayım, umarım gönlünüze bir nebze de olsa değebilmişimdir. Ve umarım anılarınız da bu avuç içi kadar mendille size yakın olmuştur bu vesile ile. Şimdi bir hoş kal mendili bırakıyorum.
Cansaran Kızıltaş