Hamura Fısıldayan Kadın
Dünya yavaş yavaş, belki de çok hızlı dönüyor. Zaman değişiyor hiç durmadan; mekân, insan ve tüm varlıklar da öyle. Herkesin, her şeyin bir öyküsü var. Kimi hüzün, kimi neşe dolu. Mutlaka yazmak gerek bu öyküleri, soluk soluğa okumak. Gökyüzünde uçan kuşları, toprakta gezinen karıncaları, kadınları, erkekleri, çocukları izlemeli, onlardan öğreneceklerimiz ne kadar da çok…
Kimileri boş verseler de her türlü sorguya, okur yazar olanlar her zaman tetikte. Korkunç bir hızla birbirinden uzaklaşan eşyayı okuma telaşında onlar. Okuduklarını kendilerinin ve başkalarının belleklerine yazma uğraşında… Hamura Fısıldayan Kadın, işte böylesi saygıdeğer bir uğraşının ürünü; incelikli ve derin öykülerin kitabı. Kulaklarımıza fısıldananları dinlemeyi salık veriyor.
Hayat debisi yüksek bir akarsuya benzer. Kimi zaman sığ yerlerde hızı kesilir, kimi zaman da oldukça yüksek bir kayaya çarpıp çavlanlar oluşturur. İnsan nesli bazen hapse düşüp gün sayar, bazen de fikirleri uğruna darağacında sallanır. Aşkı sevdayı anlatan, dürüst bir hayat yaşamayı öneren ya da yüzümüze kocaman gülücükler konduran öykülerle de karşılaşırız kimi kez. Hayvan sevgisi bizi sarar sarmalar… Hamura Fısıldayan Kadın, olanca duyarlılığıyla anlatıyor tüm bu öyküleri…