Vakit İstanbul-du, Sabahattin Yalkın, 2. baskı

Vakit istanbul-du, Sabahattin Yalkın, Yayınevinin Notu, Kamil Akdoğan

YAYINEVİNİN NOTU Antakyalı Sabahattin Yalkın’ın İstanbul’la tanışması İstanbul Teknik Üniversitesi’nde eğitim gördüğü yıllarda başlar. Su mühendisi ünvanıyla hayata atıldıktan sonra pek çok Avrupa ülkesinde de bulunur. Başta Antakya olmak üzere sadece halen ikamet ettiği İstanbul gibi aidiyet hissettiği yerleri değil, yaşamında iz bırakan şehirleri de görürüz şiirlerinde. Ama İstanbul’un yeri birazdan okuyacağınız şiirlerde de göreceksiniz…

Vakit İstanbul-du, Sabahattin Yalkın, 2. baskı

Vakit İstanbul-du, 2. Baskı, Sabahattin Yalkın, Önsöz, Hatice Eğilmez Kaya

Vakit İstanbul-du, 2. Baskı, Sabahattin Yalkın, Önsöz, Hatice Eğilmez Kaya Zamanın ve Şehrin Kesiştiği Bir Kitap: Vakit İstanbul-du “İstanbul’dan geçtim, yüzüm gözüm aşk içinde” Önce şehirler vardı belki de, sonra insan doğdu. Hele ki İstanbul, büyük bir ihtimal o, eşyanın kuruluşuna bile tanıklık etti. Sevgilinin güzelliği görecelidir fakat şirinliği tartışılmaz. İstanbul’un ise güzelliği de şirinliği…

Bİ’SERİ/ Neslihan Kanuncu Seçkin

Bİ’SERİ Okulun bahçesi ağaçlarla bezenmişti. Binamız yeniydi. Öncesinde, ayrı binada olan yatakhane son yılımda, dersliklerimizin üzerine taşınmıştı. Kız İlköğretmen Okulu yatılı öğrencileri olarak haftada bir ya da on beş günde bir öğretmenler eşliğinde hamama götürülüyorduk. Hamam günümüzdü. Görevli öğretmenimizle birlikte kırk kız hazırlanıp gidecektik. Bizi taşıyacak otobüsün gelmesi yakındı. Koridorda yankılanan sesle toparlandık. -Herkes hazırsa…

İSTERSENİZ KAMERA GÖRÜNTÜLERİNE BAKIN/ Yonca Yaşar

– Bırakın beni! Hastanede kalmak istemiyorum. Çözün ellerimi. Çözün diyorum. Yusuf da bağladı ellerimi. Kaçamadım! Kaçamadımmmm! Yine böyle sabaha karşı eve geldiği gece. yine sarhoştu. Boşanmam dedi, Yusuf. -Yusuf artık yok, kızım!, diye seslendi kolunu tutan yaşlı kadın. Başını iki yana sallayarak görevliye mahçup bir bakış fırlattı – Çıkar, gelir bir yerden. Çözün ellerim! Siz…

Seyahat(Name)lerdeki Antakya- 42, Karl Baedeker, Albert Socin Filistin ve Suriye: Seyyahlar için El Kitabı

1876 yılında Karl Baedeker tarafından edite edilmiş bir kitap “Palestine and Syria: Handbook for Travellers“ (Filistin ve Suriye: Seyahatçiler için El Kitabı). 1801 1859 yılları arasında yaşayan Essen doğumlu Alman yazar Karl Baedeker’in ismi seyahatlar için yazılmış rehber kitapların ilkini yapan kişi olarak adı geçer kaynaklarda. Hazırladığı rehberlerden biri olan “Filistin ve Suriye: Seyahatçiler için…

ANTAKYA ALEVİLERİNİN VAZGEÇİLMEZ HAYIR YEMEĞİ HIRİSİ/ Duran Yaşar

Hırisi, Anadolu’nun birçok yerinde, herise, herüse, hirise, hirisi gibi değişik söyleyiş biçimleriyle adlandırılmaktadır. Tırakya ve İçanadolu’da pişirilen benzer yemeğe “keşkek” adı verilir. Hatay yöresinde keşkek sözcüğü kullanılmaz. Türkçe sözlükte, “İyice dövülmüş et ve buğdayla yapılan bir yemek” olarak tanımlansa da dövülerek kabuğu çıkarılmış buğdaya da keşkek denmektedir. Hatay yöresinde, dövülerek kabuğu çıkarılmış buğdaya dövme adı…

Antakya’da İpekçilik/ Mine Erbek Gökbuget

1900 yılların ANTAKYASI Ermeni, Rum, Arap Süryaniler ve çeşitli Türk boylarının yerleşkesi bir yer özelliğindedir… Suriye ile sınırdaş olduğu için Arapça, Türkçe az da olsa Ermenice dil kullanılan önemli bir tekstil ticareti merkezi olup İklim bakımında bol rüzgarlı kışın sert yazın sıcak bir bölgedir… İnsanları çok çalışkan tutkulu ve rekabetçi. Azınlıklararası işbirliği ve saygın bir…

Gurbetin Hafiflediği An/ Mehmet Karasu

Depremin vurduğu güzel kentim Antakya’dan, doğup büyüdüğüm Defne’den ayrılmak zorunda kalalı iki yıl oldu. Hayatın akışı içinde, yıkıntıların arasından yeni bir başlangıç yapmak için Eskişehir’in Odunpazarı ilçesine yerleştim. Odunpazarı da tıpkı Defne gibi köklü bir geçmişe sahip, tarihi ve kimlikli bir mahalle. Çevremi kültür evleri, müzeler ve tarihî dokusunu koruyan sokaklar sarıyor. Ancak, ne kadar…

Şiirle Düello/ Canan Sanlı

Şiirle Düello/ Canan Sanlı

CANAN SANLI Veysel Çolak, şiirlerinde imgelemle dünü bugünde yaşayan, yaşatan bir şair. Yarattığı kurgusallığın içinde dolu dolu yaşanan aşkları, koyu yalnızlıkları, onulmaz özlemleri, bıçak sırtında kavgaları, halk uğruna, adalet uğruna verilen savaşımları şiirin dilinde olması gerekeni göstererek yaşamla buluşturuyor. “Şair, olanı değil; olabilir olanı, düşlenenleri, belki de olması gerekeni anlatmalı şiirlerinde. Bu da imgeye dayalı…

Meyistan, Turgay Mutlu

Meyistan/ Turgay Mutlu

Orda bir köy var uzakta          Gitmesek de          Tozmasak da         O köy bizim köyümüzdür… Yıkılmış virane olmuş Meyistan Köyünü, Bağyakaya yönüne doğru giderken uzaktan bakınca her daim Ahmet Kutsi Tecer’e ait bu güzel şiirini hatırlarım. Görünce içim sızlar, hüzünlenirim. Oysa daha 40 yıl önce…